350-) Ebu Davud'un Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) hazretlerinden kaydettiği bir rivayette şöyle denir: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Alış veriş yapan her iki taraf da akitden memnun kalmadıkça ayrılmasınlar."
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 53, (3458); Tirmizi, Büyü 27, (1248).
Konu: Alım-Satım
351-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir bedeviyi, satıştan sonra muhayyer kıldı."
Kaynak: Tirmizi, Büyû 27, (1249). Tirmizi bu hadisin sahih olduğunu söylemiştir.
Konu: Alım-Satım
354-) Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) taksim edilmedikçe her (akar) malda şuf'a hakkı bulunduğuna hükmetti. Araya sınırlar konup, yollar tayin edilince şuf'a hakkı kalkar." Bu hadisi Beş Kitap da tahric etmiştir. Müslim'deki metin şöyledir: "Henüz taksim edilmemiş arazi, mesken, bahçe gibi (akar nevinden) her ortaklıkta şuf'a hakkı vardır. (Ortaklarından birinin) ortağına haber vermeden satması helal olmaz. Satmadan önce haber verir, ortağı satın alır veya terkeder. Ortağına haber vermeden satarsa, ortağı bu mala (aynı fiyat karşılığında) hak sahibi olur."
Kaynak: Buhari, Şuf'a 1, Büyü 96, 97, Hiyel 14, Şirket 8-9; Müslim, Müsakat 134 (1608); Nesai, Büyü 108, 109 (7, 301); Ebu Davud, Büyü 73, (3513, 3514); Tirmizi, Ahkam 33, (1370).
Konu: Alım-Satım
355-) Ebu Davud ve Tirmizi'de gelen bir diğer rivayet şöyledir: "Komşu, komşusuna karşı şuf'a hakkına sahiptir. Aynı yoldan işliyorlarsa, komşu bulunmadığı takdirde, gıyabında satış yapmaz, bekler."
Kaynak: Ebu Davud, Büyü 75, (3518); Tirmizi, Ahkam 33, (1369); İbnu Mace, Şüf'a 2, (2494); Nesai, Büyü 80, (7, 301).
Konu: Alım-Satım
356-) Tirmizi'nin bir diğer rivayetinde: "Evin komşusu eve bir başkasından daha çok hak sahibidir" buyrulmuştur.
Kaynak: Tirmizi, Ahkam 31, (1368), 33, (1370).
Konu: Alım-Satım
357-) Tirmizi'nin ve Ebu Davud'un Semure'den yaptıkları bir rivayete göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: "Evin komşusu komşunun evine veya tarlaya daha ziyade hak sahibidir."
Kaynak: Tirmizi, Ahkam 31, (1368); Ebû Davud, Büyü 75, (3518).
Konu: Alım-Satım
361-) İbnu Abbas (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye geldiğinde Medineliler, bir yıllık, iki yıllık hurma mahsulünü peşinen satarlardı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) onlara: "Hurmayı kim önceden satarsa ölçüsünü, tartısını belirterek, vadesini tayin ederek satsın" buyurdu. Bunu Beş Kitap tahric etmiştir. Buhari ve Ebu Davud'da gelen diğer rivayetlerde aynısı ifade edilmiş ve şöyle bir farklılığa yer verilmiştir: "...iki ve üç yıllık..."
Kaynak: Buhari, Selem 1, 2, 7; Müslim, Müsakat 127, 128, (1604); Ebu Davud, Büyü 57, (3463); Tirmizi, Büyü 68, (1311); Nesai, Büyü 6, 3 (7, 290); İbnu Mace, Ticarat 59, (2280).
Konu: Alım-Satım
371-) İbnu'l-Müseyyeb anlatıyor: "Ma'mer İbnu Ebi Ma'mer -ki İbnu Abdillah da denir ve Benu Adiyy İbnu Ka'b'dan biridir- dedi ki: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "İhtikar yapan hatakar olmuştur." Said İbnu'l-Müseyyeb'e: "Ama sen de ihtikar yapıyorsun" dendi de: "Bu hadisi rivayet eden Ma'mer de ihtikar yapıyordu" diye cevap verdi."
Kaynak: Müslim, Müsakat 129, (1605); Ebu Davud, Büyü 49, (3447); Tirmizi, Büyü 40 (1267).
Konu: Alım-Satım
376-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Halk Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e müracaatla: "Ey Allah'ın Resûlü, fiyatlar yükseldi, bizim için fiyatları siz tesbit edin" dediler. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) onlara şu cevabı verdi: "Fiyatları koyan Allah'tır. Rızkı veren, artırıp eksilten de O'dur. Ben ise, hiç kimse benden ne kan ne de mal hususunda hak talebinde bulunmaz olduğu halde Allah'a kavuşmamı diliyorum."
Kaynak: Ebu Davud, Büyü 51, (3451); Tirmizi, Büyü 73, (1314). Tirmizi hadisin sahih olduğunu söylemiştir
Konu: Alım-Satım
382-) Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: "Bir adam bir köle satın aldı. Köle, Allah'ın dilediği kadar (bir müddet) adamın yanında ikamet etti. Sonra adam kölede bir kusur tesbit etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek şikayette bulundu ve eski sahibine iade etti. Eski sahibi: "Ey Allah'ın Resûlü, (yanında kaldığı müddetçe) kölemi kullandı, ondan istifade etti" dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): "Harac (menfaat), zamin (kefil) olana aittir" buyurdu.
Kaynak: Ebu Davud, Büyû 71, (3508, 3509, 3510); Tirmizi, Büyü 53 (1285); Nesai, Büyü 15, (8, 254, 255); İbnu Mace, Ticarat 43, (2242-2243).
Konu: Alım-Satım
387-) İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in şöyle söylediğini işittim: "Kim döllemesi yapılmış bir hurmalık satarsa (bir başka rivayette satın alırsa) bunun meyvesi satana aittir. Satın alan kendisinin olacak diye şart koşmuşsa o haric (bu durumda meyve müşterinindir). Kim de bir köle satarsa, kölenin malı satanındır, burda da satın alan "benim olacak" diye şart koşmuşsa o hariç, bu takdirde kölenin malı varsa müşterinin olur."
Kaynak: Buhari, Büyü 90, 92, Şürb 17, Şürüt 2; Müslim, Büyü 77, (1543); Muvatta, Büyü 9 (2, 617); Tirmizi, Büyü 25, (1244); Ebu Davud, İcare 44, (3433, 4434); Nesai, Büyü 75, (7, 296).
Konu: Alım-Satım
391-) Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Kabe'nin gölgesinde otururken yanına geldim. Beni görünce: "Kabe'nin Rabbine kasem olsun onlar zararda" buyurdu. Ben: -Ey Allah'ın Resûlü, annem babam sana feda olsun, onlar kimlerdir? dedim. Buyurdu ki: -"Onlar malca çok olanlardır. Ancak -eliyle ön, arka, sağ ve sol taraflarını göstererek- şöyle şöyle bol bol vermelerini emredenler müstesna" dedi ve hemen ilave etti: -"Böyleleri ne kadar az! Şunu bilin ki, devesi, sığırı, davarı olup da zekatını vermeyen her insan kıyamet günü, o malları, mümkün olan en iri ve en semiz şekilde karşısına çıkıp, sırayla boynuzlarıyla toslayacak, ayaklarıyla çiğneyecek. Sonuncusu da bu muameleyi yapınca birinci tekrar başlayacak. Bu hal, insanlar arasındaki hüküm bitinceye kadar devam edecek."
Kaynak: Müslim, Zekat, 301, (590); Buhari, Eyman 3, Zekat 43; Tirmizi, Zekat 1, (617); Nesai, Zekat 2, (5, 10-11).
Konu: İyilik
393-) Ebu Said el-Hudri (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "İki haslet vardır ki bir mü'minde asla beraber bulunmazlar: Cimrilik ve kötü ahlak."
Kaynak: Tirmizi, Bir 41, (1963).
Konu: Cimrilik
394-) Ka'b İbnu İyaz (radıyallahu anh) anlatıyor; "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı şöyle derken işittim: "Her ümmet için bir fitne vardır, benim ümmetimin fitnesi de maldır."
Kaynak: Tirmizi, Zühd 26, (2337).
Konu: Cimrilik
395-) İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: "Çiftlik edinmeyin, dünyaya bağlanır kalırsınız."
Kaynak: Tirmizi, Zühd 20, (2329).
Konu: Cimrilik
396-) Abdullah İbnu'ş-Şihhir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Elhahümü't-tekasür sûresini okurken yanına geldim. Bana: "İnsanoğlu malım malım der. Halbuki ademoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terkeder ve insanlara bırakır."
Kaynak: Müslim, Zühd 3, 4, (2958); Nesai, Vesaya 1 (6, 238); Tirmizi, Tefsir, Tekasür, (3351).
Konu: Cimrilik
397-) Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle söyledi: "Altına tapanlar mel'undur, gümüşe tapanlar mal'undur."
Kaynak: Tirmizi, Zühd 42, (2376).
Konu: Cimrilik
399-) Ebû Vail anlatıyor: "Hz. Muaviye (radıyallahu anh) bir gün Ebu Haşim İbnu Utbe'ye uğradı. Maksadı geçmiş olsun ziyaretinde bulunmaktı, çünkü Ebu Haşim hastaydı. Yanına varınca ağlar buldu. "Ey dayıcığım niye ağlıyorsun? Dayanamadığın bir ağrı veya dünyaya karşı bir hırs mı seni böyle ağlatıyor?" diye sordu. Ebu Vail: -Hayır, asla bu sebeplerle ağlamıyorum. Ne var ki, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bizden bir söz almıştı, onu tutamadım (bu sebeple ağlıyorum) dedi. Hz. Muaviye: -Neydi o? diye sordu. -Ben, dedi, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)'ı şöyle söylerken dinlemiştim: "Sizden birine, dünyalık olarak bir hizmetçi ve Allah yolunda cihadda kullanacağı bir binek edinecek kadar mal toplaması yeterlidir." Halbuki bugün ben kendimi bundan daha çok mal toplamış görüyorum. Rezin merhum şu ilavede bulundu: "Ebu Haşim rahmet-i Rahman'a kavuştuğu zaman, geride bıraktığı serveti hesapladı, hepsi otuz dirhem kadardı." (Bu ziyadenin kaynağı bulunamamıştır.)
Kaynak: Tirmizi, Zühd 19, (2328); Nesai, Zinet 119, (8, 218-219); İbnu Mace, Zühd 1, (4103).
Konu: Cimrilik
403-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nafaka için harcananın hepsi Allah yolunda harcanmış gibidir, bina için harcanan müstesna, bunda hayır yoktur."
Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 41, (2484).
Konu: Bina
405-) Abdullah İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben, ahşab evimi tamir için çamurlamakla meşguldüm. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana uğradı ve: "Bu da ne Ey Abdullah?" buyurdu. Ben: " Evin tamiriyle meşgulüm" dedim. "Ölüm(ün gelmesi) ve bu ev(in yıkılmasın)dan daha çabuktur" buyurdu. Bir rivayette: "Ben emr-i Hakk'ın gelmesini bun(un yıkılmasın)dan daha çabuk görüyorum" buyurmuştur.
Kaynak: Ebu Davud, Edeb 169, (5235), (5236); Tirmizi, Zühd, 25, (2336); İbnu Mace, Zühd 13 (4160).
Konu: Bina
Diğer Sitelerimiz